26 Mart 2014 Çarşamba

Latin Amerika Şiirleri Antolojisi



Türk şiirine hem şair hem çevirmen olarak büyük katkıları bulunan,
1992'den bu yana edebiyat alanında 
akademik çalışmalarını sürdüren
Ataol Behramoğlu'nun seçkisiyle 20 ülkeden 60’ı aşkın şairden
günümüz
Latin Amerika Şiirleri Antolojisi.

Ataol Behramoğlu ve Ebru Yener Gökşenli'nin derleyip çevirdiği Latin Amerika Şiirleri Antolojisi çağdaş Latin şiirinin panaroması niteliğinde bir çalışmadır.


Latin Amerika Şiirleri Antolojisi'nden tadımlık:




Pedro Shimose  Bolivya

GÖSTERİ

Acı biberdeki öfkeyle,
kolumun altındaki akbabayla çıkıyorum,
geçiyorum sokağı elimde bir taşla,
açlığımı gözetleyen bir polisle yürüyorum yolu,
arıyorum gecenin duyusunu ve görüsünü,
afişler yapıştırıyorum, meydanlarda koşuyorum,
bağırıyorum dilimde bir korla,
boyuyorum duvarları: “Yaşa Che” diye
bana su veriyorlar hortumla,
ateşim ben;
dumanla vuruyorlar darbeyi bana,
toprağım ben;
nerede olursa olsun bir yara açıyorlar,
halkım ben;
izliyorlar beni, hapsediyorlar, işkence yapıyorlar.
özgürlük şarkımı söylüyorum, oynatıyorum kaldırım taşlarını,
kırıyorum tahtaları ve camları, söylüyorum şarkımı,
en doğal korkumla gidiyorum greve ve bir yudum sıcak kahveyle;
uçuyorum şehrin üstünde, tırmalıyorum havayı, parçalıyorum vitrinleri,
gazetelerin sayfalarını yumrukluyorum,
yıkıyorum kapıları, alt ediyorum maskeleri ve kalın sopaları,
tarihin kapılarından geçip gidiyorum,
benim o!




Roberto Sosa – Honduras


YOKSULLAR

Çoktur yoksullar
bu yüzden imkânsızdır
onları unutmak.

Türlü türlü binalar
görürsünüz
kuşkusuz
gündoğuşlarında,
yaşamak isterler çocuklarıyla
işte bu yuvalarda.

Taşıyabilirler
omuzlarında
tabutunu bir yıldızın.

Öfkeli kuşlar gibi
yırtabilirler gökyüzünü,
güneşi gölgeleyebilirler.

Ama tanıyamadan hazinelerini
girip çıkarlar aynalarından kanın;
yürürler ve yavaşça ölürler.

Bu yüzden
imkânsızdır onları unutmak.




Rei Berroa – Dominik Cumhuriyeti


AYIRAMAM ÇEKİLEN ACIDAN SESİMİ

Ne kadar çok istese de çiçek,
ağaç gibi ufka hâkim olamaz.

Hayatı sonraya bırakamayan
o kişi gibi,
nefret ederek başladı tüm karanlık olan
çünkü yorulana dek ışık istiyordu.

Ve şüphesiz
gece kocaman bir kalptir
kanatlarında toplayan
susuzluğu, açlığı, aşk çayırını
ve göz bebeğinde birleştiren
düşlerinin açlığını, şeffaflığın sessizliği
keşfediyor bizi şafak vakti.

Güzel ve korkunçtur düşünmek,
ki bazen yalan olur ümit.

Ve kuşkusuz
engel olamam yaralı ıslığıma
kaplar tüm benliğimi.
Kan akar benden, kelimelerin orta yerinden
ve yaşama isteği olmadan beliririm orada
yarattığımız dünyaya baktığımda
düşlerde ve ölümün efendileriyle aynı anda.

Üzgünüm Armando, José, Tom, Ataol,
üzgünüm anne, tarihin dört bir yanından
gelen tüm dostlar,
özür dilemek istiyorum öncelikle,
gece ve gündüz yapmayı denesem de,
kısacık bir an bile yapamazdım
sesimi iyileşemeyen ve çaresizce acı çekenlerden ayıramazdım.



0 yorum :

Yorum Gönder