2 Mayıs 2015 Cumartesi

"Tom Stange kitabında biradan başlayarak şarap, viski, kahve, çay ve Coca Cola üzerinden bir dünya tarihi okumasına girişiyor...Ve sonunda güzel bir sürpriz yapar. Kaynağa, bütün içkilerin atası ve özü suya döner." Ömer Erdem Radikal Kitap'ta ALTI BARDAKTA DÜNYA TARİHİ'ni yazdı...

http://kitap.radikal.com.tr/makale/haber/alti-kisi-yazarini-ariyor-420273

Altı kişi yazarını arıyor

Tom Stange kitabında biradan başlayarak şarap, viski, kahve, çay ve Coca Cola üzerinden bir dünya tarihi okumasına girişiyor.

01.05.2015 00:40

Altı kişi yazarını arıyor
Seçkin mutfak malzemeleri satan bir mağazadayım. Sağa sola dönerken, bir şeye elimi uzatırken özenli davranıyorum. Özel olarak tasarlanmış, belli bir mantıkla dizilmiş, cam, porselen, metal, toprak, ahşap nesnelerle dolu her yan. Onlara nesne demek şimdiden anlamsız. Çoktan birer varlığa, estetik birer çözüme mi evrilmişler ne? Bu denli seçkinci olmasa da çeşit bakımından zengin bir zücaciye mağazasında olsaydım da aynı özeni gösterecektim şüphesiz. Artık camın ve porselenin, ahşap ve metalin çoktan bir standardı var. Zevk, malzeme ve ince işçilikteki fark yanında marka olmakta başlıyor. İnce ve keskin ağızlı bardaklar, kulplu kulpsuz fincanlar, suyu bir dünya nimeti gibi haznesinde taşıyan sürahiler, ama, en çok en çok zevk ve keyif vadedenler. Şarap kadehleri, viski ve meşrubat bardakları, kahve fincanları, bir köşeye çekilmiş bira bardakları.
Her birinin sergilenişinde, zevk, günlük kullanım değeri ve elbette imgesel yük de var. Tom Standage’ın gözüyle baktığınızda ise  bilgi ile keşfi, düşünce ile sosyal ve ekonomik hayatı, bireysel olanla toplamsal duranı daha içerden fark edebilirsiniz. Stange, biradan başlayarak, şarap, damıtık içkiler(en çok viski), kahve, çay ve coca-cola üzerinden bir dünya tarihi okumasına girişiyor. Yazım diyemiyoruz buna, bir tür çoğul okuma. İnsanın ihtiyaçlardan, tesadüflerden, keşif ve arayışlar sonunda yaşam ve iktidar tutkusundan kalka kalka gittiği bu yol elbette çok ilgi uyandırıcı. Tarih bu bağlamda kesin ve keskinliklerin değil bağışlanabilir hayretlerin de toplamıdır. Ancak unutmayın bu bardaklar olmasa onların her birisi boşlukta kalmaya mahkûmlar.

İşte şu çay bardağı. İnce belli. Yanında altlığı, nedense İstanbul çağrışımlı. Boşuna mı şimdi bu? Biçiminde, sunumunda bir geçmiş çağrışımı hiç mi yok? Boy boy, lale çağrışımından zarif bir bilek hareketi izlenimi veren şu şarap kadehi? İddiasız mı? Ya şu içine bir kürek buz çağıran viski bardağı? Kahve fincanlarının efendilikle soyluluk, özgürlükle teslimiyet arasında gidip gelişini pekiştirişi? İşte biraz değil belki tamamen bu elbiselerle seviyoruz, bağlıyız onlara. Zevkimiz ve meşrebimiz, statümüz ve öykümüz bu kıvrımların nefesinde. Dünkü insan ne ise biz de oyuz bu bakımdan. Kitap da onu duyurmaya çalışıyor. “Kahvenin çekiciliğini artırıcı bir özelliği de, yeni bir içecek olmasıydı. Yunanlıların ve Romalıların bilmediği bir içkiydi; onların bilmediği bir içkiyi içiyor olmak, on yedinci yüzyıl düşünürlerinin eski dünyanın sınırlarının ötesine geçebildiklerini vurgulamanın başka bir yoluydu.”
Ne var ki bardaklara yoğunlaştıkça, sevimlilik ve güzellik kazanan öykü, tarihi deştikçe her zaman hoşluklarla örülü değildir. “Bir içecek olmadan önce ilaç ve yiyecek olan çay”, sonradan, İngilizlerin marifetiyle “emperyalizm, sanayileşme ve dünya egemenliğinin öyküsü”ne dönüşmüştür. Tıpkı ilk reklam metninde “hoş, serinletici ve ferahlatıcı” diye nitelenen Coca-Cola gibi. Dünya marketlerinde, her üç içecek de çoktan aynı kaderi paylaşmıştır. Bir bakıma tarih kapitalizm eliyle altüst edilmiştir. Tom Standage yeri geldiğinde eleştirel dilini devreye sokmaktan, zevkin kara ve güce aktarılmasının ateşini anmaktan geri durmaz bu açıdan.
Ve sonunda güzel bir sürpriz yapar. Kaynağa, bütün içkilerin atası ve özü suya döner. Onu bir kere daha geleceğin tahtına yerleştirir ve bu taht şimdiden küresel güç kavgalarının ana öznesidir. İnsanı insandan ayıracak ve ona asıl niteliğini kazandıracak su ile kuracağı esaslı ilişkide düğümlenecektir gelecek. Mağazayı gezerken su bardaklarının billur göz ışıltılarına ayrıca bir gönül düşürdüm ben de! 

ALTI BARDAKTA DÜNYA TARİHİ
Tom Standage
Çeviren: Ahmet Fethi
Kırmızı Kedi Yayınevi
2015, 288 sayfa, 22 TL

0 yorum :

Yorum Gönder