23 Mart 2015 Pazartesi

Gazeteci / yazar Halit Kakınç'ın tarihi / fantastik romanıYERKUBBE üzerine Balçiçek İlter ile yaptığı röportaj...

O aslında uluslararası ilişkiler uzmanı, siyaset bilimci... Araştırmaları, yazıları, İstanbul Üniversitesi’nde verdiği dersler hep bu konular üzerine. Bir de metafizik var hayatında çocukluğundan beri ilgi duyduğu, birbiri ardına yazdığı belgesel tadında kitaplar da belki kendi içindeki arayışın bir devamı... Uzun lafın kısası Halit Kakınç ile “Yerkubbe’’ kitabını konuşmak üzere buluştuk. Yerebatan Sarayı’ndan başlayıp paralel evrene geçen bir medeniyetin öyküsünü, Hıristiyan âleminde “Deccal’’ kabul edilen ve Sultanahmet’te katledilen Arius’u... Kitapta heyecan var, aşk var, gizem var ve işin garibi nedir biliyor musunuz, bugün yaşadıklarımıza dair çok şey var, insanlığa, vicdana, dine, şiddete dair... Karşımda Halit Kakınç olunca siyaset konuşmamak olmazdı, onu da konuştuk... -Metafizik merakınız nereden geliyor? Metafizik benim çocukluğumdan beri hobim. Belli ettiğim bir boyut değil. Hep bir açık kapı bıraktım. Henüz bilim olmayan ama bilim olmaya aday şeyleri araştırmak yapımda var. -İnanç? Kuvvetli benim cephemde. Çünkü idealizm ve materyalizm tatmin etmedi tam anlamıyla beni. Biri 93 yaşında diğeri 3 aylıkken ölsün, bir türlü anlamlandıramadım. Kimi zengin kimi çirkin kimi akıllı.. Niye, niçin? Sorgulamalar başladı. Samanyolu, galaksiler... Bilim de eşitsizliği tam anlatmıyor. Ateist değilim. Peki neyim? Deistim. İnsanlığa birtakım öğretiler gelmiş ama o döneme, seviyeye ait. Akıl ve akıl. Varoluş var. Yadsımak mümkün değil. “Neden, niçin’’ sorularının sonu yok, niye sınırlandıralım? Akıla sınır çekelim? Niye bir ön kabulle bir şeyi hazmedelim? -Akıl niye var sizce? Bilinmeyeni mümkün olduğunca daha çok keşfedebilmek için. 13-14 yaşımdayken metafizik, parapsikoloji merakım başladı. Bu merak beni bir noktaya getirdi ama hep akıl kapısını açık bırakarak. Çünkü akıl tatmin olmazsa hiçbir şey olmaz. -Allah inancı, metafiziksel kavramlar, bilimle çeliştiğiniz olmuyor mu? Olmaz mı? Bilim günümüzde yeni bir şeyi keşfetmekten ziyade bilineni açıklamaya yöneldi. Ayrıntılara giriyor. Her şeyi bilimle açıklamak zor. O yüzden henüz bilim olmayan bilimi keşfetmek lazım. Ben onun peşindeyim. Bütün mukaddes kitapları ve fazlasını okumak için bir çaba sarf ettim. Ve akıl çizgisinden baktım ama “ateist’’ olmadan. Doğum ve ölüm arasındaki çizgide bize bazı bilgiler veriliyor. Akılla onu çözebilirsek kendimizi yönlendirebiliriz. Tercihler bize ait. Doğru ya da yanlış ortaya çıkıyor. Doğum, dünyaya geliş ve ölüme müdahil değiliz ama gerisi bize bırakılmış. -Yani herkes aklının ona imkan verdiği kadar çözüm arıyor? Kesinlikle. Dünya üzerinde üç tür insan var. Bu işlerle ilgilenmeyecek kadar akıl konusunda verilere sahip olmayanlar, bu verileri algılayıp umursamayanlar, canım geldik gidiyoruz diyenler, verilerin farkında olup araştırmaya çalışanlar. -Hangi grup daha mutlu? Hiç bilmeyenler. Ben bilmeye çalışmaktan mutlu olanlardanım. Hâlâ arayışım devam ediyor ve yaş alıyorum, o yaşla birlikte aşama şekil değiştiriyor. Mevlânâ örneği... İnsanoğlu yarısı boş deniz üzerinde bir ceviz kabuğudur. Bütün ömür dalgaların o ceviz kabuğunu doldurmasına hizmet eder ve öyle geçer. Kabuk tam doldu derken, ağır gelir çekemez, dibe batar... Olay bu! -Keyif için kitap yazmıyorsunuz herhalde, arayış devam ediyor? Evet. Son kitapta yoracak sıkacak bilgi yok. Daha hikâye üzerine... Arius var bu kitapta. Arius MS 4. yy. Berberi kökenli bir din adamı. Arius çıkıyor diyor ki, basit anlatayım, kardeşim siz manyak mısınız? Ne babası ne oğlu ne kutsal ruhu? Hz. İsa Peygamber’dir, gönderilmiştir ve bizi düzeltmek için vardır ama sizin bu üçlemeleriniz pagan dünyadan gelmedir. Yoktur böyle bir şey! Tutucular ve Arius arasında müthiş bir kavga başlıyor. -Arius’un taraftarları var mı? Olmaz mı? Çok. Yerleşim yerleri var, kiliseleri var. Hatta bunlar Katolik kiliselerine “şeytanın kilisesi’’ diyor. Çok ağır. Arius İstanbul’da yaşıyor, öldürülüşü Sultanahmet civarında. Tutucular buna bağlı kiliseleri yakıp yıkıyorlar. Yandaşları toplu katliama uğradılar. Arius’un öğretisi İslami öğretiye çok yakın bir öğreti. Öyle ki, Arius’a anti-İsa, deccal, bizi sınamak için geldi diyorlar. İşin ilginci İslamiyet doğduğu zaman, Hz. Peygamber geldiği zaman, tutucu Hıristiyanlar “Arius yine geldi’’ diyor. O kadar önemli bir figür! -IŞID, din adına şiddet... Nasıl yorumluyorsunuz? Siz bölgeyi de iyi bilen bir isimsiniz... Korkunç... Bunlar periyotlar. Okul gibi evrimimizde. Dünya üzerinde eğitim yılları vardı. Atlantis, Mu bunlardan biriydi. Nuh tufanı var vs.. Bütün bunlar evreler. Kötümser olmamak için şöyle düşünüyorum, belli bilinçlenme evreleri var. 21. yy ve sonrası vicdanların artık üstat vs dinlemeden patladığı zaman. Ama kötüler de var, iyiler de... Kendi kendimize vicdan muhasebeleri yaparken bir yere varacağız. Bu uygarlık safhasının sonu olacak, birileri okulu geçecek, birileri kalacak. "CHP İLE İLGİLİ YIĞINLA PROBLEMİM VAR" -Kime oy vereceksiniz? Herhalde CHP’ye... -Neden? Türkiye’nin bölünmesinden, Misak-ı Milli sınırlarının parçalanmasından endişem olduğu için, Mustafa Kemal değerlerinin yok edilmesinden korktuğum için. CHP’den başkası bunlara sahip çıkıyor mu? Ama CHP’yle ilgili yığınla problemim var. Seçmeniyle de... CHP’ye oy atan prototip seçmen Cumhurbaşkanlığı seçimi günü yanında çocuklarıyla birlikte sandığa değil denize girmek için güneye giderken, karşıtlar ters istikamete gidiyordu. -Neden? Sosyal demokrat kesimin egoları yüzünden. İstiyorlar ki kendi saplantılarına sahip birisi lider olsun. Benim örneğin normalde oy atacağım insan Emine Ülker Tarhan’dır. Ama şimdi oy vermem çünkü hiç şansı yok. -Hem beğeniyorum diyorsunuz hem oy vermiyorsunuz? Kim oy verecek o zaman? Bilmem. İşte büyük dram orada başlıyor. Kılıçdaroğlu Alevi, bravo! Niye gündeme getirmiyor, niye Diyanet’e çatmıyor? Dersim konusunda yüzleşilmemesi beni rahatsız etmez mi? Ediyor. "PARALEL YAPI BENZETMESİ ÇOK DOĞRU!" -Siyaset bilimcisiniz. Paralel yapı-hükümet kavgası hakkında ne düşünüyorsunuz? Cemaati öven yazılarınızı hatırlıyorum... Cemaatçi falan değilim. Şöyle bir özlemim vardı. Öyle bir söylem olsa ki, halihazırda dünya üzerindeki uygarlıktan Türk insanını da alıkoymasa, bir din mezhep çatışması olmasa, laik TC devletiyle çelişmeyecek temiz bir din inancı olsa. Dinci olmasın da dindar olsun. -Bahsettiğiniz “Nur’’ modeli mi yani? Nurculardan hareket ettim evet. İstiklal Savaşı’nda savaşmış Said-i Nursi.... Gülen denilen kişinin daha uygar bir yorum getirebileceğini düşündüm dine... Ama sonra iş değişti. İşin niyeti başkaymış. Dindarlıktan çıkmış belli yapıları yok etmeyi hedef koymuş. AKP’li olmamama rağmen, bu ikili mücadelede meşru olandan yana olmak gibi bir zorunluluk çıktı. Cemaat’in hayırlı bir sonuç vermediği kesin. “Paralel yapı’’ benzetmesi çok doğru. Ortak değerlerimizi yıkmak üzerine bir yapı. -Ne olur? Kimseye ömür biçecek değilim ama genelde dini cemaatler liderinin ömrü tamamlandığında bölünme başlar. O işin mirasçısı olduğunu düşünen 4-5 kişi ortaya çıkar ve eski etkisi kalmaz. Ya böyle olur ya da ABD elinin altındaki bu cemaatten yararlanabilir. Fikrinden vazgeçtiği zaman iş biter, yoksa devam eder çatışma... Ü -Tayyip Erdoğan liderliğinde bu bahsettiğiniz TC ile uyumlu dindar model olur mu? Ortadoğu’da Türkiye’nin rolü gerçekçi mi? Sanmıyorum. Arap dünyası hilafetin Osmanlı’ya geçmesinden hiçbir zaman memnun kalmadı ve bizi lider ülke olarak görmüyorlar. Daha okumuş aydın kesim biraz da Afrika tarafı Türkiye’yi sever. Filistin dışında bizi kabul eden olmaz. Müslüman kimlikle demokratik bir yapı oluşturmayı becerebilirse başka tabii.. -Olabilir mi? Olabilir. Tayyip Bey Ortadoğu ve Asya’nın yüceltmeye eğilim duyduğu bir lider tipi. Niye? Öncelikle boylu poslu, bu çok önemlidir. Ayrıca kodum mu oturturum tavrı var. O da önemli. Bu arada ben AKP’li değilim -Niye sürekli bunu söylemek zorunda hissediyorsunuz kendinizi? Türkiye burası, analiz yaparken bile damgalanıyor insan. Ayrıca Erdoğan çok ama çok iyi bir hatip. Dinletiyor. İstanbul Üniversitesi’nde master ve doktora öğrencilerine ders veriyorum. Orada Ahmet Davutoğlu’nun kitabını okuduk. Okuduğum en iyi kitaplardan bir tanesi. Ama o iş başka, politik lider olmak başka. Erdoğan doğal lider. Demokratik İslam yapısında doğal liderler çok önemli. Ama yakın çevresinin fazla tesiri altında kalıyor, hata yapma payı çok yüksek. -Nasıl bir siyaset tablosu var sizce Türkiye’de seçim öncesi? AKP yüzde 50 oy alıyor ama onun yüzde 35’i ise namaza ve meyhaneye gidiyor. İş yürüyor mu yürümüyor mu ona bakıyor. Kemik değil. CHP program yürütemiyor. MHP’nin çok yanlışları var. Demirtaş akıllı bir adam ama bir türlü Türk partisi olamıyor, olamaz. Bakın ben üniversitedeyken aydınlar, solcular vs arasında “Ben Türk’üm’’ demek suçtu, “Ben Kürt’üm’’ demek çok entelektüel bir davranıştı. Hâlâ aynı durum var.

0 yorum :

Yorum Gönder