18 Kasım 2015 Çarşamba

"Filmlere, bugünden gelen yankılara kulak vererek bakmak gerek." Şenay Aydemir Radikal Kitap için değerlendirdi AŞKTAN DA ÜSTÜN 50 FİLM

Aşktan da üstün olmalı

Aşktan da Üstün 50 Film serisinin üçüncü kitabına Murat Özer 10, Burçin S. Yalçın ve Burak Göral 9, Okan Arpaç 8, Kemal Ekin Aysel 7, Tunca Arslan 6, Murat Emir Eren bir yazıyla katkı sunmuş. Filmlere, bugünden gelen yankılara kulak vererek bakmak gerek.

14.11.2015 02:20

ŞENAY AYDEMİR sinesenay@gmail.com

Aşktan da üstün olmalı
 
Kolay değil bu ülke de hiçbir maddi çıkar elde etmediğiniz bir işi altı yıl boyunca aralıksız sürdürebilmek. İşinizin öznesine büyük bir aşkla bağlı olmak gerekir bunu yapabilmek için. Ama yetmez, altı yıl boyunca bitmek tükenmek bilmez bir ısrar, sadece aşkla açıklanabilecek bir şey değildir. Aşktan da üstün bir şeyler olmalı!
Yıllarını gazetelerde, kültür sanat ve sinema dergilerinde geçirmiş bir avuç insanın bir araya gelerek altı yıl önce hayata geçirdiği Arkapencere’nin macerası kendi başına ‘aştan da üstün’ bir duruma işaret ediyor aslında. Sinemaya sadece aşkla bağlı olmak dışında, bu sanat üzerine kafa yoran, hayatının merkezine filmleri yerleştiren, iyi-kötü demeden görev bilinciyle bütün filmleri izleyen, hepsi hakkında birkaç kelam etme sorumluluğu kendinde hisseden insanların ısrarının tek açıklaması aşk olamaz çünkü. Altı yıldır her cuma sabahı vizyona giren bütün filmler hakkında eleştiriler okuyabildiğimiz, sinemanın güncel gelişmelerine dair yorumları bulduğumuz, geçmişin unutulmaz klasiklerine bugünden yapılmış değerlendirmeleri merakla beklediğimiz bir emekten bahsediyoruz. Yalnızca uzun metrajın değil, kısa ve belgesel filmlerinde de kendisine alan açabildiği bir çaba söz konusu.
50 önemli film
Arkapencere, tanıtımın eleştiri olarak kabul edildiği, “Sevdim, sevmedim” tanımlamalarının bir filmin iyi ya da kötü olması için yeterli olacağının düşünüldüğü bir dönemde eleştiriye yeniden itibar kazandırmak için ortaya konan bir emek aynı zamanda. 
Üstelik eleştiriyi yalnızca güncel olanla sınırlı tutmayan, geçmişi de kurcalayan bir çaba bu. Yalnızca sinema tarihinin çok bilinen eserlerini değil, sadece sinefillerin haberdar olduğu ya da özel ilgi gösterenlerin bilebileceği bazı filmleri de bulup çıkartıp koyuyor önümüze bu çaba. Bu çaba her hafta derginin “Aşktan da Üstün” adlı bölümünde çıkıyor okurların karşısına. Daha sonra da kitap olarak da okurla buluşuyor. Adını köşesinden alan Aştan da Üstün kitaplarının üçüncüsü de yakın zaman önce raflardaki yerini aldı. Daha öncekiler gibi Kırmızı Kedi Yayınevi’nca okurla buluşturulan kitapta, 50 önemli filmin eleştirileri yer alıyor.
Murat Özer’in 10, Burçin S. Yalçın ve Burak Göral’ın 9, Okan Arpaç’ın 8, Kemal Ekin Aysel’in 7, Tunca Arslan’ın 6, Murat Emir Eren’in 1 yazıyla katkı sunduğu kitapta eleştirileri yer alan filmlerden bazıları ise şöyle: Se7en, Missing, Büyük Diktatör, Yaratık, Susuz Yaz, Kırık Bir Aşk Hikayesi. Vesikalı Yarim, Brazil, Arıcı, Sonsuz Ölüm, Guguk Kuşu, Yeraltı Peygamberi, 12 Maymun, Kazablanka, İkarus’un İ’si, Korku Ruhu Kemirir...
Eski zamanlardan ama...
Uğur Vardan’ın kitaptaki önsözü şu paragrafla başlıyor: “Bir türev mesleğidir bizimkisi... Yankıdır... Kuyuya atılan taştan bir süre sonra gelmesi beklenen sestir... Gölgedir... ‘Duvar pası’dır... Efekttir... Ses ve ışık gösterisidir... Sinema varsa, bize iş düşer... Perdeye, ekrana aksetmeyen görüntü yoksa biz de yokuzdur... Basit bir mantık gerçeği: Olmayan bir filmin eleştirisi de olamaz, tabii ki eleştirmeni de... Bu yüzden biz sinema eleştirmenleriyle birlikte sıkça anılan ‘kibir’ sözcüğünün, gerçekte ait olduğumuz meslek grubuyla pek bir ilişkisi yoktur. Olsa olsa çoklarından daha fazla film seyretmiş, daha fazla sinema üzerine kafa yormuş, okumuş, yazmış, laflamış kimselerizdir... Aslında biz daha çok ‘yer göstericiler’e benzeriz. Onlar size salondaki konumunuzu işaret eder, biz de bir nevi o işaret edilen yerden izlediğiniz film üzerine doğru ya da yanlış kimi noktalardan yola çıkarak hasbihâl eyleriz...”
Vardan’ın “Bir türev mesleğidir bizimkisi... Yankıdır... Kuyuya atılan taştan bir süre sonra gelmesi beklenen sestir” sözleri, Aşkdan da Üstün kitabının tanımına mükemmel uyuyor aslında. Eleştiri, kuyuya atılan taştan bir süre sonra gelmesi beklenen sestir. O ses bazen filmin yaratıcılarını rahatsız edebilir ama yapacak bir şey yoktur. Bu kitapta konu edinilen filmler ise eski zamanlardan. O yüzden, kuyuya taş atıldıktan epeyce bir süre geçtikten sonra ulaşıyor ses okurlara. Çoğumuzun döne döne izlediği bu filmlere, bugünden gelen yankılara kulak vererek bakmakta fayda var.

AŞKTAN DA ÜSTÜN
50 FİLM: 3
Kırmızı Kedi Yayınevi
2015, 216 sayfa, 15 TL.

http://kitap.radikal.com.tr/makale/haber/asktan-da-ustun-olmali-428723

0 yorum :

Yorum Gönder