7 Nisan 2015 Salı

Değerli yazarımız İNCİ ARAL'ın İzmir Kent Gazetesi'ne verdiği özel röportaj...

İzmir'e hoşgeldiniz
Hoşbuldum.

Son romanınız Kendi Gecesiyle okurlarınız tarafından bekleniyordu.Üçlemeniz Yeşil-Safran Sarı ve Mor'dan sonra devam niteliği sayılabilecek romanınız Kendi Gecesiyle'yi okurlarımıza anlatır mısınız? Üçleme bitti diyorduk ancak Hayati karakterinin hikayesini yazmışsınız bu defa.
Üç roman da Türkiye'nin bu yıllarına bakıyor. Hatta Mor 40'lı yıllara kadar iniyor ve tarımdan sanayiye geçiş süresini anlatır. Yeşil daha önceki bir süreci, kendini dini referanslarla ifade eden bir iktidarın hangi kazanımları elimizden alacağını ifade eder. Safran sarı ise geleceksizlik sürecidir.Yani gelecek perspektifini kaybetmiş, gelecek perspektifi bulanıklaşmış bir Türkiye'yi anlatır. O Türkiye'deki genç insanlara odaklanmıştır daha çok.  40'lardan bu yana Türkiye'de olanlara kafayı takınca bir yazar, konuyu bir andan bitirmesine imkan yok.Çünkü yaşıyoruz ve süreç devam ediyor. Dolayısıyla bu roman da bir devam romanı sayılabilir bir ölçüde.Aynı başlık altında sunmak istemedik bu romanı. İçerik olarak öyle olsa bile farklı bir aile ortamında, farklı bir karakteri anlatmaya çalıştık.

Hayati nasıl bir karakter?
Hayati Safran Sarı'da bir yan karakterdi.Bir eski eser kaçakçısının yanında çalışan, Karagöz figürleri yapan genç bir adamdı.Okurlar Hayali'yi çok merak ettiler. Hem tip olarak, hem de
Karagöz merakından. Sanki gizemli bir karaktermiş, arkasında bir hikayesi varmış gibi algıladılar.
Onlar ısrar ettikçe ben de neden olmasın dedim fakat Hayali'ye bir hikaye yakıştırmak epey zamanımı aldı ve hikayeyi bulur bulmaz da yazmaya başladım.

Yazma süreci ne kadar sürdü?
Masaya oturduğum tarihten sonrasını saymıyorum. Çünkü onun öncesi var, hazırlığı var, notlar var, oluşturmak var...
Uçaktan bir şehri görür gibi romanı görme aşaması var.Bütün bunlarla beraber Safran Sarı'dan bu yana gelişti diyebilirim.

80'li yıllara atıflar var diyebilir miyiz Kendi Gecesinde romanınızda?
Evet. Cevat ve Hayati kırılma noktasında yaşayan karakterler.

Reyhan karakteri üzerinden edebiyat ve sanatta gerileme yaşandığını işaret ediyorsunuz.
Popüler kültürün olumsuzluklarından konuşalım sizinle.
Küreselleşme süreci edebiyatı da sanatı da her şeyden önce bir meta olarak ele aldı ve bir kültür endüstrisi oluştu. Kültür endüstrisinin insanlara iyiyi, güzeli, doğruyu vermek gibi bir derdi yok.
Tek derdi çok satmak!
Mümkün olduğu kadar çok satmak ve çok para kazanmak. Bunun için de asgari kültür düzeyindeki insanları hedef alıyor.

Şu an çok satanlara baktığımızda cinsellik öğesi çok ön planda. Grinin Elli Tonu gibi.Siz ise daha doğal yaklaşıyorsunuz. Hayatinin ilişkisinin anlatırken aslında iki erkeğin aşkını anlatıyorsunuz.
Cinsellik hayatın en önemli olgularından bir tanesi. Bunu görmezden gelerek anlatamazsınız insanı. Ancak abartarak, suyunu çıkararak da anlatmamak lazım.Ben karakterlerimi anlatırken cinselliği ihmal etmedim.Karakterin düşünce yapısını, açmazlarını, sorunlarını etmediğim gibi.
Cinselliği satışa bağlarsanız pornografi olur.

Okurlarınızla Bursa Kitap Fuarı'nda buluştunuz. Onlar nasıl karşıladı Hayati'nin ilişkisini?
Onlar benim gibi düşündüklerini söylediler. Bu konuda en ufak bir eleştiri almadım. Kitabın bu şekilde benimsenmiş olmasından da çok mutlu oldum.Psikiyatr ve nörolog olan bir bayan okurum eşcinsellerle ilgili bu derece derin bir hikayeye ilk defa rastladığını söyledi.

Okurlarımız adına teşekkürler İnci Aral...
Ben teşekkür ederim. Edebiyat dolu günler dilerim...




İnci Aral Kimdir?
Türk edebiyatının usta kalemlerinden olan ve yazdığı öyküler ve romanlar ile tanınan İnci Aral 1944 yılında Denizli’de doğdu. Yazarlık kariyerine 1980 yılında yazdığı Ağda Zamanı isimli öykü kitabı ile başlayan ünlü yazar ardından Kıran Resimleri, Uykusuzlar ve Sevginin Eşsiz Kışı isimli öykü kitaplarını yayınladı. Daha sonra yazarlığa ara veren İnci Aral 1992 yılında yayınladığı Ölü Erkek Kuşlar isimli romanı ile okurlarının karşısına çıktı. İlk kez öykü kitabından farklı olarak roman yazan İnci Aral öykülerine ara verip uzun süre yeni romanları ile okurları ile buluştu. 2003 yılında tekrar öykü kitabı çıkartan usta yazar günümde halen öykü ve romanları ile okurların beğenisini topluyor.

İnci Aral Öykü Kitapları / Romanları / Eserleri:

Ağda Zamanı – 1980 – öykü
Kıran Resimleri – 1983 – öykü
Uykusuzlar – 1984 – öykü
Sevginin Eşsiz Kışı – 1986 – öykü
Ölü Erkek Kuşlar – 1992 – roman
Yeni Yalan Zamanlar – 1994 – roman
Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm – 1997 – roman
İçimden Kuşlar Göçüyor – 1998 – roman
Mor – 2002 – roman
Gölgede Kırk Derece – 2003 – öykü
Anlar İzler Tutkular – 2003 – öykü
Taş ve Ten – 2005 – roman
Ruhumu Öpmeyi Unuttun – 2006 – öykü
Safran Sarı – 2007 – roman
Unutmak – 2008 – öykü
Unutmak – 2009 – roman
Sadakat – 2010 – roman
Şarkını Söylediğin Zaman – 2011 – roman
Kendi Gecesinde – 2014 - roman

0 yorum :

Yorum Gönder