7 Nisan 2015 Salı

Gazeteci yazar HALİT KAKINÇ'ın yeni romanı YERKUBBE üzerine Radikal Kitap'tan Pınar Madenci'ye verdiği röportaj...

İstanbul, yüzyıllar ve kuantum aşkı

Halit Kakınç’ın Yerkubbe’sinde yok yok: İstanbul’un yeraltı geçitleri, boyut çatışması, paralel evrenler...

04.04.2015 00:30

PINAR MADENCİ

İstanbul, yüzyıllar ve kuantum aşkı

Halit Kakınç’tan farklı bir roman... Tek bir başlık, kesin bir sınır içinde tanımlanması güç bir kitapYerkubbe. Bu kitapta metafizikle fizik bütünleşmiş gibi. Bir tür docudrama, docufiction...Yerkubbe’de gerçekten yok yok: İstanbul’un yeraltı geçitleri... Boyut çatışması, paralel evrenler... Ariusçu Hıristiyanlık... Mithraizm... Eşiz Âlem’de yaşanan Kuantum Aşkı...
Sultangaliyev ve Riskulov gibi araştırma kitaplarıyla başlayan yazarlığı; Struma ve Çerkes Aşkı ile devam eden Kakınç’ın üçüncü romanı İstanbul’un yeraltı geçitlerinde başlıyor. Yerebatan Sarayı’nda yaşanan ve paralel âleme uzanan  bir boyut çatışmasıyla devam ediyor.

MS 4. yüzyılda solucan deliğinden bu âleme geçenlerin kurmuş olduğu daha ileri bir uygarlıkta buluyorlar kendilerini romanın kahramanları. O eşşiz Âlem’e kaçanların, Ariusçular’ın ve Mithracılar’ın temelini attıkları ileri bir uygarlık bu. Üstelik yüzlerce yıl önce buradan kaçmak zorunda kalan, hâlâ Latince konuşan  İstanbullular bunlar. Bu uygarlıkla birlikte, bilmediğimiz tarihsel bir olguyu aktarıyor Kakınç: Arius ve Ariusçu Hıristiyanlık. Arius, MS 4. yüzyılda Vatikan’a ‘Şeytan’ın Kilisesi’ diyen... Bunun bedelini önce zehirlenip sonra da o günün Sultanahmet Meydanı’nda bıçaklanarak öldürülen Hıristiyan İnancı’nın unutulmaya yüz tutan bir din adamı. Ariusçular, 1500 yıl önce Arius’un farklı İsevî anlayışına göre bir düzen kurmuşlar diğer tarafta. Hiç tanımadığımız bir Arius’u öğreniyoruz Kakınç’ın anlatımında: “İsa Mesih’i paganların yaptığı gibi tanrılaştıramazsınız... Çünkü Tanrı, bölünmez mutlak bir birlik demektir...  Teslis diye bir şey de olamaz... İsa Mesih de sadece ve sadece Tanrı’nın kulu ve O’nun tarafından gönderilmiş bir elçisidir. Tanrı, herhangi bir yaratılmışın sûretinde yeryüzünde görünemez... Tanrı’ya eş koşanların elinde, Kilise, bu gidişle Şeytan’ın Kilisesi haline gelecektir...”

Her şey, olağan bir bilimsel merakla başlıyor. Yedi Mağaracı... Sinan Gerçeker, Oktay Cansu, Ferdi Coşkun, Erdal Şimşek, Gül Tezkan, Eleni Papakosta ve İnge Meier... İstanbul’un efsanevi yeraltı tünellerini araştırmak için Yerebatan Sarayı’na iniyorlar. Boyut çatışmasına denk gelince, Kara Delik’ten geçip Solucan Deliği’nin çekimine kapılıyorlar. Tünelin diğer ucundan dışarı fırlıyorlar. Kendilerini, Paralel Evren’de buluyorlar. Ve bu Paralel Âlem’de bir de büyük aşk yaşanıyor.
Bu taraftan Sinan ve diğer taraftan Maria, birlerine deliler gibi âşık oluyorlar. Kakınç, ilginç bir şekilde aşk konusunda alışılmadık bir tartışma kapısı açıyor. Aşkın Kimyası mı Aklın Kimyası mı derken, Kuantum Aşkı’nı getiriyor gündeme. “Aşkın ve mutluluğun sırrının Kuantum Teorisi’nde gizli olduğunu biliyor muydunuz?”  diye soruyor. Kuantum Teorisi, beyin gücünü ve benliği keşfetmek amacıyla kullanılıyor Eşiz Evren’de. Quanta, yani ‘kaç’ sözcüğünden gelen Kuantum, atomların sıçrayışı ve bir yerden bir yere kaçışını ifade ediyor. Aynen, aşk’tan kaçış gibi...“Kaçabilirsiniz de, ama acaba kurtulabilir misiniz?” sorusu işleniyor Yerkubbe’de.

YERKUBBE
Halit Kakınç
Kırmızı Kedi Yayınevi
2015, 200 sayfa, 16 TL.http://www.kirmizikedikitap.com/tanim.asp?sid=P2OG1WRZK7ZZW3YM9OZM

0 yorum :

Yorum Gönder