Selim İleri
Radikal Kitap Eki 14.11.2013
Karıkoca Dalloway’lerin Virginia Woolf romanında ilk kez görünmeleri
Dışa Yolculuk’ta.
John Lehmann Kendine Ait Bir Kadın’da Virginia Woolf’un ilk romanı Dışa Yolculuk’u 1912’nin sonlarında “ateşli ve yoğun bir çalışmayla yeniden gözden geçirmeye” başladığını belirtir. Eser 1913 Mart’ında “Duckworth aile işletmesinin onayına” sunulur ve “büyük bir hevesle” kabul edilir.
Ne var ki Virginia Woolf –yaşamı boyu sürecek- bunalımlardan birinin pençesine düşmüştür. Dışa Yolculuk ancak 1915’te yayımlanır.
Dışa Yolculuk’un Fransızca çevirisini 1970’lerde Vedat Günyol’un kira evlerinden birinde görmüştüm. Hocam Vedat Günyol kitabı armağan etmişti. Bir yandan da, Dışa Yolculuk’un uzatılmış, hatta “geveze” bir roman olduğunu söylemişti.
Vedat Bey’in Virginia Woolf’tan gözdeleri Dalgalar ve Mrs Dalloway’di. Bana gelince, “geveze” Dışa Yolculuk’u bölük pörçük okumuş, Fransızca çevirinin tadına varamamıştım ya da o Fransızca çevirinin altından kalkamamıştım.
Dışa Yolculuk 1980’lerin sonunda bir kez daha karşıma çıkacaktı: Paris gezisinden dönen Peride Celal bana iki ciltte toplanmış, büyük boy, Virginia Woolf/bütün romanlarını getirmişti. Güneşli bir güz öğleden sonrası, Valikonağı’ndaki evinde armağan ediyordu...
Woolf’un ilk romanını nihayet okumuştum. Sızılı bir tat aldığımı hatırlıyorum.
Anlatı sanatlarının özüne ulaşanlar, özellikle romanda, ilk romanda yazarın sonraki eserlerinde yol alacak geniş bir yelpaze olduğunu vurgularlar. Dışa Yolculuk da öyledir. Gerçi Virginia Woolf Gece ve Gündüz’de klasik sayılabilecek bir anlatımı yeğleyerek kendi sonraki yolunda gitmemiştir. Ama Dışa Yolculuk hem klasik anlatışı hem de yepyeni bir dile getirişi iç içe barındırır.
Tuhaf olan bu ilk romanın, ikinci roman Gece ve Gündüz’den çok daha yenilikçi özellikler göstermesidir. İkinci roman Gece ve Gündüz âdeta Dışa Yolculuk’un gerisindedir.
Yine Lehmann şöyle değerlendiriyor:
“Bir ölçüde E. M. Forster stili bir toplumsal güldürü oluşturarak başlayan roman giderek ara ara, Virginia Woolf’un daha sonra yazdığı olgunluk yapıtlarını bile gölgeleyebilecek denli, yepyeni bir boyut, görsel ve şiirsel bir düzey kazanır.”
Dışa Yolculuk şimdi yetkin bir çeviriyle dilimizde (Kırmızı Kedi Yayınları). İlknur Özdemir’in çevirisiyle. İlknur Özdemir çeviri edebiyatımızın son dönemdeki en çalışkan ve en önemli kişilerinden biri, bence ‘başta gelen’ kişi. Ayrıca benim için bir güvence kişisi: İlknur Özdemir çevirmişse, o kitabı mutlaka okumak ihtiyacını duyuyorum.
Zaten Dışa Yolculuk’u da sanki ilk kez okuyorum. Yazılışından bugüne yüz yıl geçmiş bir roman, üstelik bir ‘ilk roman’; öte yandan gencecik, dipdiri kalmış bir roman.
Karıkoca Dalloway’lerin de ‘Virginia Woolf romanı’nda ilk kez görünmeleri Dışa Yolculuk’ta. Gerçi ana kişiler değiller, bununla birlikte heyecan uyandırıyorlar. Yazarın Mrs Dalloway’e hangi duyuşlardan geçerek ulaştığını düşünmeden edemiyorsunuz...
Usta Peride Celal Dışa Yolculuk’un bildik gemiyle deniz yolculuğu romanlarından farkı üzerinde durmuştu. Onun Güz Şarkısı da gemiyle deniz yolculuğu romanlarındandır ve hayli ürpertici bir sonla noktalanır. Peride Celal buna rağmen Dışa Yolculuk’un bütünüyle kendine özgü atmosferi üzerinde durmuş; bu atmosferde ironiyle trajik olanın iç içeliğine değinmişti. Gerçekten öyle.
Dışa Yolculuk’ta Bayan Dalloway, dünyanın, hayatın güzelliklerle dolup taştığını kavrayabilmek için gençliğin geçip gitmesi gerektiğini söyler. Ama bu roman belki bu aymazlığın önüne geçebilir. Mutlaka okuyun.
0 yorum :
Yorum Gönder